Miras hukuku ölen bireyin mal varlıklarının ( miras paylaşımı ) yasa ile birlikte düzenlenen şahıslara belirli oranlar dâhilinde verilmesini ve bu mal varlıklarının nasıl paylaşılacağını düzenler. Para ile ölçülebilen hak ve borçların kapsadığı mal varlığı, kişinin ölümünden sonra “tereke” adını almaktadır. Kişinin ölümü ile birlikte mirasın devri ve nasıl paylaşılacağı sorunu gündeme gelmektedir.
Mirasta Mal Paylaşımı ve Mirasçılık
Ayrıca kişi hayattayken mal varlığı içinde bulunan tüm haklar intikale konu olmamaktadır. Örneğin; nafaka alacakları hakkı kişinin ölümüyle birlikte kendiliğinden sona ermektedir, yani mirasçılara geçmez. Ayrıca miras bırakan kişi hayattayken ileri sürmemişse, manevi tazminat alacağı da mirasçılara devredilmemektedir.
Mirasçılar Kimlerdir ?
Hukukumuzda iki tür mirasçı bulunur. Bunlar atanmış mirasçı ve yasal mirasçıdır.
Yasal mirasçı, miras bırakanın kendi iradesine bağlı olmadan ve miras bırakan kişinin ölümü ile birlikte doğrudan kanundan doğan bir miras hukuku statüsüdür. Yasal mirasçı 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun’unda 495 ve 501 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre yasal mirasçılar, miras bırakanın kan hısımları, evlatlık ve altsoyu ile sağ kalan eştir.
Atanmış mirasçı ise miras bırakan kişinin kendi özgür iradesi doğrultusunda mirasının bir kısmını veya mirasının tamamını belirli bir kişi veya kişilere bırakmasıyla miras hakkı kazanmış kişilerdir.
Medeni Kanun, kan hısımı mirasçılarının belirlenmesinde “Zümre Sistemi”ni benimsemiştir. Zümre sisteminde sıralama birinci, ikinci ve üçüncü zümre şeklinde yapılmaktadır. Yani bir önceki zümrede mirasçı bulunuyorsa bu durum sonraki zümrede bulunanlar mirastan pay almasını engeller.
Birinci derece (zümre) mirasçıları, miras bırakan kişinin ölümü üzerine onun altsoyudur. Altsoy, miras bırakanın çocukları, torunları ve bunlardan doğanların tamamını kapsamaktadır. Mirasçının çocukları zümre başı olarak kabul edilmektedir. Çocuklar eşit şekilde mirasçılık hakkına sahiptir.

İkinci derecede (zümre) miras hakkına sahip olan mirasçılar, miras bırakan kişinin anne ve babasıdır. Anne ve babanın mirasçı olabilmesi için birinci derecede hiç mirasçı kalmamış olması gerekmektedir. İkinci derecede mirasçı olan anne ve baba eşit miras paylarına sahiptir. Miras paylaşımı yaparken nelere dikkat etmek gerekir.
Üçüncü derece (zümre) mirasçılar, miras bırakanın ölümü üzerine büyükanne ve büyükbabası olacaktır. Ancak büyükanne ve büyükbabanın mirasçı olabilmesi için birinci ve ikinci derecede (zümrede) hiç mirasçı olmaması gerekmektedir.
Ölen kişinin eğer evlatlığı var ise, evlatlık miras bırakan kişiye kan hısmıymış gibi mirasçı olmaktadır. Evlatlığın alt soyu da aynı şekilde mirasçı olacaktır.
Eğer bir kişinin ölüm anında hiç mirasçısı yok ise, ölen kişinin tüm mirası devlete geçmektedir.
Miras Paylaşımı Oranları Nasıl Belirlenir?
Miras paylaşım oranları yasal mirasçılar arasında Türk Medeni Kanun’unda belirtilen oranlarda ölen bireyin sağ kalan eşinin varlığına göre değişim göstermektedir. Ölen bireyin sağ kalan eşi dışındaki mirasçılar eşit oranlarda miras payı almaktadırlar.
Mirasçılık Belgesi / Veraset İlamı nedir?
Yasal miras paylarının ne kadar olduğu Türk Medeni Kanun’unda belirtilmiştir. Miras bırakan kişinin mirasçılarının kimler olduğunu ve bu mirasçıların pay oranlarını gösteren belgeye mirasçılık belgesi veya veraset ilamı denmektedir. Miras paylaşımı yaparken nelere dikkat etmek gerekir.
Mirasçılık belgesi mirasçılardan herhangi biri tarafından Noterliklere başvuru yapılarak alınabilmektedir. Ancak mirasçının yabancılık unsuru bulunuyor ise, mirasçılık belgesinin düzenlenmesinin Sulh Hukuk Mahkemelerinden talep edilmesi gerekmektedir.
Evraklar